BU GÜÇLERE KARŞI KADERİMİZİ DEĞİŞTİREBİLİR MİYİZ?
Şimdi nerden başlamalıyım yazıya diye düşünürken;
Sanırım ilk önce arap baharı başlamıştı. O zamanlar
"Bunu başlatanlar dünyayı yöneten egemen güçler mi? Yoksa hakikaten
basında anlatıldığı gibi domino etkisi mi? diye soruyordum. Masum, saf düşüncem
tabii ki bir domino etkisiydi. Fakat diğer düşüncem sürekli zihnimin bir köşesinde
pısmış ve kendini bana hatırlatıyordu. "Yine egemen güçlerin oyunu".
Çünkü ortadoğuda böyle bir yaklanmanın
başlamasını tetikleyecek sağlam bir etken göremiyordum.
Aradan 6,7 sene geçti. Bakalım o zamanki düşüncemin
hangisi doğruymuş analiz edeyim. Bölgedeki işin içinde olan devletler
Rusya, Abd, Türkiye, İran, Irak, Suriye, Tunus, Suudi
arabistan, Lübnan, israil, Mısır, Libya, Ürdün, Suudi arabistanın yanında
gözüken, Bahreyn, Kuveyt gibi tırı vırı devletler.
Egemen Güçler (Yani kaymağı yeme olasılığı olan
devletler)Abd, Avrupa Birliği (başta ingiltere, fransa, Almanya), Rusya.
Karar ve Sonuç = Bu işten kim en kârlı çıktıysa bu işi
başlatan ve yöneten devletlerdir. Bölgedeki egemen güçlerin canını sıkan
sorunlar. Rastgele maddelere ayıralım.
1-İran'ın nükleer deneylerle uğraşması, İçine kapalık bir
toplum kalarak egemen güçlerin İran toplumundan yeterince ticaret yapamaması ve
kârdan zarar etmesi.
2-Irak'ın bir türlü kendilerinin istediği tarzda
demokratik bir düzene kavuşamaması, Irak toplumunun sağlıklı bir şekilde
çalışamaması ve bu yüzden inekten sağlıklı süt sağılamaması.
3-Türkiye'nin yeni bir yönetime kavuşup, belini doğrultup
başını kaldırarak elini alnına gölge yaptıktan sonra uzak diyarlara bakmaya
başlaması. Buralarda yeni bir oluşum planlaması. Çevre devletlerden başlayarak
ticari, kültürel birliktelikler, ortaklıklar oluşturmaya çalışması.
Egemen güçlerin bölgede sorunların büyüdüğünden dolayı
filan bu oyunu başlattığını düşünmüyorum. Oyunu başlatmak için herhangi bir
sebep olmasına gerek yok. Zira hayat devam ediyor, durmuyor, sürekli
yenileniyor. O yüzden yeni oyunlar bölgede oynanması gerekli. Yoksa bölgedeki
devletler birleşir ve kendilerine (egemen devletler) diş bilerler.
Şimdi bundan sonra bugün okuduğum Habertürk yazarı ÖZCAN
TİKİT'e kulak verelim.
-Başkan Obama’nın hiçbir zaman Suriye halkı veya Esad’ı
göndermek gibi bir derdi olmadı. Arada gayet güzel gizlese de ABD yönetiminin
Suriye’den beklentisi başından beri belliydi.
-Türkiye karın ağrılarıyla meşgul haldeki sadık NATO müttefiki
rolüne geri dönmeye zorlanacaktı, Rus uçağı düşürüldü, İncirlik açıldı, amaç
epeyce hasıl oldu.
-Ortadoğu’nun Türkiye öncülüğünde yeniden bir küresel
aktör olarak sahneye çıkması
engellenecekti, engellendi.
-Ortadoğu’nun asırlık derdinin dermanı olacak çözüm
süreci, Suriye bahanesiyle çökertilecekti, Kobani’yle çökertildi.
-Arap Baharı frenlenecek, bölgedeki sadık diktatörler
korunacaktı, fren de tuttu, diktatörler de korundu.
-Ankara 5 yıl önce altın çağını yaşadığı bölge
başkentleriyle kanlı bıçaklı hale getirilecekti, getirildi.
-İsrail’in güvenliği teminat altına alınacaktı, alındı,
üstüne Golan da bonus olarak verildi.
-İran, Suriye’de korkutulup nükleer anlaşma üzerinden
dünyaya açılmaya zorlanacaktı. Anlaşma sağlandı ve İran Batı’ya öyle büyük bir
hızla açıldı ki buna Ruhani’nin ziyareti için üstü örtülen Roma’nın çıplak
heykelleri bile inanamadı.
-Geriye en önemli, en hayati amaca ulaşılması kaldı.
Cenevre de bunun için yapılıyor zaten.
Rusya’yla ele ele verilerek Suriye’nin ve eşzamanlı olarak Irak’ın kendi
gölgelerinden bile korkan, enerjilerini tümüyle birbirleriyle mücadeleye
adayacak diktatör devletçiklerine bölünmesi sağlanacak." Özcan Tikit
Haberturk yazarı. (http://www.haberturk.com/yazarlar/ozcan-tikit/1187445-cenevre-komedisi)
Bu oyundan kim kârlı çıktı şimdi de buna bakalım.
Türkiye çok güzel oyalandı, bir parça toparlanmaya yüz
tutan ekonomisi PKK, DAEŞ oyuncaklarıyla, milyonlarca göçmene yardım etmek
zorunda kalmasıyla, Suriye, Irak, İran, Rusya ile çok iyi ticaret yapılır
durumdayken hepsinin puff olmasıyla, düşüşe geçti.
İsrail'e posta koymasının acısını da İsrail'in daha fazla
toprak ve güvenlik statüsü ile çıkarıldı. Aynı zamanda Mısır'daki beklentiler
ve dayanaklarında tamamen yıkılmasını da saymak lazım. Neresinden bakarsak
bakalım Türkiye zarar üstüne zararda.
İran hiç yapmak istemediği nükleer çalışmalarını bırakmak
zorunda kaldı ve bölgedeki dini kariyeri yerlebir oldu. Dini kariyerini bir
daha düzeltmek mi? Puff oldu.
Irak zaten duman olmuş bir devlet. "Ulan siz halen
akıllanmayacak mısınız? Bizim istediğimiz gibi bir topluma dönüşmeyecek
misiniz" der gibi alın ulan, bokunuzla gulle yapıp oynayın dediler.
Suriye, Libya, Mısır günah keçileri bu oyunda. Ekonomi
bitik. Halka "Akıllı, rahat durun yoksa böyle perperişan olursunuz"
diyecek günler için bugünleri yaşatmış oluyorlar. Kendilerinin başlatttığı
oyunu "siz halklar böyle ayaklanmalar, devrimler filan yaparsanız
yedirtmeyiz" demiş, oluyorlar.
Suudi Arabistan. Kaymak burdan yeniyor. Petrol 100$ dan
25$ düşmüş vaziyette. Sömür baba sömür. Suudi arabistanın İran endişesi
yaratarak ekonomisini zayıflatması, bunca senedir biriktirilen kaymağın
toplanma zamanı.
Bölge devletlerin Rusya, Abd, AB karşısında yorgun, bitap
vaziyete düşürülmüş, başını kaldırıp da egemen devletlere direnmeyi akıllarına
getirecek hali bile kalmamıştır. Bu egemen güçler için EN BÜYÜK kazançtır.
Kurt puslu havayı sever misali, ortalık karışıkken
ekonomisi zayıflayan devletleri borca sokup,
ne kadar kaymak biriktirmişlerse mümkün mertebe kerizi uyandırmadan
alabildikleri kadar kaymak almak.
Burada en kârlı çıkan ABD, AB (İngiltere, Fransa,
Almanya). Rusya bile bu oyunda yan rol oyuncusu olabilir. Rusyayı da kendileri
ile uğraştırmaktan uzak tutmuş oluyorlar.
VAY BE! Tezgaha bak yahu.
Yorumlar
Yorum Gönder